Saturday, November 26, 2016

Mutedil


Marat Sade'daki delinin habire "ah su kasinti" sikayeti gibi, bence de "ah su ilimlilik".

Nasilsin arkadas ? Mutediliz vesselam.

Yahu bu mutedillik ne demektir ? Ne oyle ne boyle, yavas yavas, usul usul, caktirmadan....

Su bile yolunu mutedil secer. Tepelere cikmaz, ovalardan vadilerden gecer. Insanlar da boyledir.

Tarihte hatirlanan insanlar mutedil bir yasam surmeye karsi koyanlardir genellikle. Caktirmadan, mutedil yasam surenler ise daha az hirpalanmis, daha kolay hayat yasamis ama hatirlarda kalmayan insanlardir genellikle. Dipte yasamayi sevenler mutedil takilirlar genellikle.

Ihtirasla tatminkarlik arasindaki denge hayatta daha uzun kalabilmenin sirri midir ?
Genel cevap ise cogu zaman oldugu gibi belki de goreceli. Yani kisinin kedisi belirler ne kadar mutedil olunmasi gerektigini.

Ben sahsen mutedilligi sevmem. Mutedil kisilerden haz etmem. Mutedil Islam'dan nefret eder,  Mutedil Devletcilik'ten medet ummam. Cunku gorecelidirler. Ozgur dusunceyi benimseyen biri olarak bu "gorecelilik" hic hosuma gitmez. Havada tanimlar,  tuy kadar hafif insanlar, denge gozetmeye hevesli fikirler beni tatmin etmez.

Ekonomiye gelelim; memleketlerin muassirliga inkisafi da ekonomik mutedilligin neresinde durduklarina bagli degil midir ?

Ekonomideki Ferdiyetcilik (enterpreneurship veya individualism) ile Devletcilik (statism), insanlarin ihtiras ve tatminkarlik doyumlari arasindaki dengeye benzer.

Yonetimdekilerin bu balansi azami titizlikle ve zamanin gereklerine gore ayarlamasi zorunludur. Yoksa cokus ve anarsi baslar.

Ancak dipte yasayanlardan ve suluklerden bunu bekleyemezsiniz. Yonetimdekler kaliteli olmazsa mutedillik kacinilmaz olarak hususi menfaati tercih eder. Ayni bizde oldugu gibi.
“Hususî menfaat, ekseriya, umumî menfaatle, tezat halinde bulunur. Bir de hususî menfaatler en nihayet, rekabete istinat eder. Halbuki yalnız bununla iktisadî nizam tesis olunamaz. Bu zanda bulunanlar, kendilerini, bir serap karşısında aldatılmağa terkedenlerdir.

Fertler, şirketler, devlet teşkilatına nazaran zayıftırlar. Serbest rekabetin, içtimâi mahzurları da vardır; zayıflarla kuvvetlileri müsabakada karşı karşıya bırakmak gibi… ve nihayet fertler bazı büyük müşterek menfaatleri tatmine muktedir olamazlar.

Herhalde devletin siyasî ve fikrî hususlarda olduğu gibi, bazı iktisadî işlerde de nâzımlığını prensip olarak kabul etmek caiz görülmelidir. Bu takdirde, karşı karşıya kalınacak mesele şudur : Devlet ile ferdin karşılıklı faaliyet sahalarını ayırmak…"

Ataturk boyle demis 1931'de: Vatandas icin Medeni Bilgiler kitabina gecen ve hatta zamaninda Ortaokullarda okutulan bu sozlerin degeri simdi daha da iyi anlasiliyor.

Zamanla bu "Mutedil" Devletcilik tanimi korkuldugu gibi kati bir sosyalizme donusmek yerine hususi menfaatin, ve kayirmaciligin onunu acmistir. Cunku bu goreceli tanimi dogru yonde yorumlayacak kuvvetli liderler yerine, Turkiye yillarca kasabali zihniyetindekiler tarafindan yonetildi.

Oyle ki, sahsi menfaatlerdeki ivmelenme ve kokusmusluk Ozal zamaninda odullendirilmis, SHP'ci ve Milli Cephe hukumetlerince hamili yakinimdir kartvizitleriyle alabildigine somurulmus ve en nihayetinde de Islamcilar tarafindan zirve yapmistir.  

Oyle ki, icinde bulundugumuz dijital cagda dahi en kapitalistin bile "Ferdiyetci" kalmakta tehlike gordugu alanlar, hoyratca ve sahsi menfaat hirsiyla politik kayirmaciliga peskes cekilmis; dijital iletisim yollari, posta servisi, limanlar, madenler, yenicerilikten hallice yeniden tahsis edilmeye calisilan Tayyiban ordusu, ve polis kolluk kuvvetleri politik erke yakin islamci sermayeye servis edilmistir.

Savasmadan, YeniKapi saksakciligiyla, mutedil bir CHP,  teslimiyetci bir MHP,  utopik bir VP ve en onemlisi de kasaba politikacisi goruntusu ve mantalitesiyle AKP despotizminden kurtulamayiz. 

Hala tipis tipis zihniyetine kole olusumuzu ibretle izlerken tek bir soru geliyor aklima: acaba hangisi daha cok gotunun kili ?




No comments:

Post a Comment