Monday, May 1, 2017

KENDIMIZE MAKUS BIR BAKIS

Yanliz yasamaya alismis bireylerin savunma mekanizmasi, olaylar karsisinda kendi aldigi tavirlari sorgulamaktansa en kolay yolu secip birilerini, birseyleri suclamak seklinde oluyor genellikle. Aptallar, embesiller, irkcilar, fasitler, komunistler, yobazlar, Ataturkculer, kizilbaslar, Amerikancilar, ulkuculer, seviciler, transeksueller, vesaire...Bu sifatlandirmalar aslinda yasamin kendinde icsel olarak var. Bir gruba aidiyet duydugunda  kendini daha guclu hisseder insan. Hayatta kalma, daha iyi yasayabilme, statukosunu yukari cekmek icin gruplasmak, varolmanin en temel kanunudur. Grup dinamiginin bir neticesi olarak,  dogrulugu su goturmez olaylari bile yargilarken, eger cogunluk yanlis derse,  sagduyuyu ve akli bir kenara itip cogunluga uymak da bu sekilde izah edilebilir.

Grubun rituellerine ve duzenine itaat, grubun guclulugu icin vazgecilmez bireysel bir sorumluluk. Ancak baskaldiri da degisimin vazgecilmezi. Oyleyse eger aykiri bir ses cikarsa, toplum onu bastirsa dahi, eger mesaj kuvvetliyse o sesi dinleyenler elbette olacaktir. Belki baslangicta cekinerek ancak sonradan ivmelenerek buyuyen bir baska grup yaratma aslinda yarismaciligi odullendiren dongude kacinilmaz bir sonuc.  Buyuk balik kucuk baligi yer. Kucuk balik kendini savunma mekanizmasi gelistirene kadar yenilip yutulmaya mahkumdur. Tarihte de bir cok donum noktasi kor aleve donusecegi kesin olmayan kivilcimlar yoluyla olmamis midir?  Degisime kapali tum organizmalar yokolmaya mahkumdur. Statukoculuk bitmisligi getirir. Kendini yenileyememis, degisimden korkan iktidarlar daima kaybeder. Kapitalist rejim, bu acimasiz yasam kanununa adapte oldugu icin tum dunyaya hukmedebiliyor. Ideolojiler topla tufekle olmezler, ancak kendi kendilerini yokedebilirler. Nasil Komunizm kendi kendini yoketmisse, Kapitalizm de dunyayi bitirdiginde yok olmaya mahkumdur. Ismi ustunde harcayacak, somurecek birsey kalmayana kadar Kapitalizm devam edecektir.

Eger surekli yenilgiye ugruyorsaniz, kendinizi degistirmelisiniz. CHP’den ornek verelim. Genel Baskani dokuz secimdir kaybediyor, ve sirf kendi insiyatifiyle tum Turkiye’ye bir baska dinciyi tek aday olarak dayatip husrana ugramasina ragmen istifa etmeden koltugunda oturmaya halen devam edebiliyor. Gectigimiz son bes yil boyunca degisime direnen CHP, Turkiye'nin de onunu tikamis, dikta duzeniyle mucadeledeki basarisizligi  halki aciz birakmistir. Ancak oncelerde bahsettigimiz gibi hatasinda israrci olan bireylerin gruba hakimiyeti de, o grubu zayiflatir ve bitirir. 

Toplumun icindeki gruplarin kendi ust kimliklerini belirlerken secici olmalari gerekir. Bununla birlikte gruba koru korune baglilik bireysel zayifligin da bir gostergesidir.  Kultur ve dil ortakligi, yasami paylasmislik en dogal ve akilci ust kimlik tanimidir. Peki din birligi de ust kimlik olamaz mi ? Elbette olur, bu yolda birlesenlere ummet deniyor. Ummetin en buyuk sorunu ise grubun bireylerinin birbirleriyle anlasabilecegi ortak bir dilin ve kulturun olmamasi. Ancak ust kimligin icinde kuvvetli olan bazi alt gruplar ust kimligin ozelliklerini degistirebilirler.  Esasen Islam Araplar icin yazilmis bir Arap dinidir. Kulturun de Araplasmasi bu acidan gayet dogaldir. Turkiye’de Islam kuvvetlendikce, Arap kulturunun egemen oldugunu cok rahat gozlemleyebilirsiniz.

Her bir dakikada, dunyada binlerce hayvan kafalarina sikilan tabancayla olduruluyor. Neden ? Etleri icin. Fikirleri icin oldurulen insanlari dusundukce vahsice etleri icin oldurulen masum hayvanlar geliyor aklima. Dunyaya duz demedikleri icin oldurulduler, ozgurluk sarkilari soyledikleri icin yakildilar,  sevdikleri icin taslandilar, cocuk yasta kizlar ergenliklerini yasayamadan babalari yasinda ihtiyarlarin altinda seks kolesi oluyorlar, karikaturistler, yazarlar, sosyal medyada sirf fikirlerini paylastiklari icin tevkif edilip hapse tikiliyorlar. Bireylerin gruba itaat etmeyip baskaldirmasi icin bireyin o gruba aidiyetini torpulemesi gereklidir. Bu ise Turkiye’de olamiyor. Cunku birey olarak ezik yetistirildik. Millet ve ummet kavramlari birbirine karisik Turkiye'de. Halbuki kendine guvenen bireyler korkmadan statukoyu degistirebilirler. Bu olmuyor. Ne toplumda, ne de Turk siyasetinde bu cesur atlamalar yapilamiyor. Kacis psikolojimiz bize, bizim haricimizde hayali dusmanlar, dis mihraklar urettirdi. Evet bu mihraklar hep vardi, ancak kendi zayifligimizi sorgulayip kabullenmektense hep aklimizda sanal hedefler yarattik. Ne zaman bir cukura girsek, tepetaklak olsak, sucu kendimizde aramak yerine hep onlara attik, peki biz kendimizi yeterince sorguluyor muyuz?  Aslinda biz kimiz ? Kilicdaroglu mu ? Bahceli mi ? Yoksa Erdogan mi ? Esas temel sorun bence burada. Kendimizi hep bir grup profili uzerinden ifade ettik. Ne zaman ki biz ezik ve guvensiz bireyler olmaktan kurtuluruz o zaman yasam dinamigimizi olumlu yonde sekillendirebilir, gelecegimizi degistirebiliriz.