Thursday, September 2, 2021

10010001

Darwin’in “Origin of Species” kitabından alıntıları Dennet’in hafif filozofik ‘Bacteria from Bach to back’ kitabında okurken uzun zamandır farkettiğim ama bir türlü düşünsel olarak öteleyemediğim bir tez kafamda daha iyi belirginleşti. İnsanların bir kaç yüzyıl önceden beridir uzun ve bağlantılı cümlelerle kendilerini ifade ettiklerini görüyoruz. Fikri gerektiği  gibi niteleyip, okuyanı aynı his ve algı moduna sokmayı başaran bu eski yazılar, İkinci Dünya savaşı sonunda adeta yok oluyor, yerini hızla kısa cümlelere basit betimlemelere bırakan düşün yazıları,  kitaplar görüyoruz. Hatta bu kısa cümleler içinde seçilen bir kaç kelime algı için yeterli olarak görülüyor. Sound bite dediğimiz türden bir evrilme birçok şeyin otomatize olduğu günümüzde çok yanlış da karşılanmıyor, aksiyon için en kısa yol seçiliyor, belki eskisinden daha değerli bir zaman mefhumu var.  Düşünmeye zaman yok, otomatize olan beyinlerin fazla laga lugaya tahammülü de yok. Gazeteler ve internet sayfaları için biçilmiş kaftan,  hele de kendini reis zanneden politikacılar için muhteşem. Okumayı reddeden veya tererruatlı okumayı minimize eden, algıyı yeknesaklıyan, kelimeleri dahi kısaltarak düşünceleri daha basit kodlarla sadece textleşen nesiller var artık. Onlar mektup yazamıyor, ama konuşmaktan hızlı text yazıyorlar. Bir derinlik aranmıyor, hatta detaylı ve betimlemeli ifadeler afarozlanıyor, kısa iletişim teşfik ediliyor. 

Düşünceye ambargo koyan bu zihniyet byte’larla ölçüyor iletişimi; fazla yazarsan ceza az yazarsan mükafat. Bilgisayar çağının çocukları Darwin’in konuşma şeklini anlamayı burakın, ikinci birleşik cümleye kadar dahi dikkatlerini toplayamıyorlar. Kısa bilgiler, güdük anlama kapasitesi, güya maksimize edilmiş zaman.

Yine Darwin’e dönersek mevcudiyetini devam ettiren cinsler güçlü oldukları için değil ancak değişine ayak uydurdukları için hayatta kalabilirler. Öyleyse ben bu kalitesizliğe ayak uydurmak zorundayım yoksa neslim tükenecek gibi bir yaklaşım aslında Darwinist bir çıkarım. Thomas Jefferson’ın kullandığı anlatım dili yok artık. Çünkü ifade dilinde evrilme sıfır ve bire doğru gidiyor, sadece bu iki sayıyla kısa kısa kodlarla konuşup anlaşacağız, Sheakespeare gibi yazan biri olmadığı gibi ileride onu dahi okumak isteyen insan cinsi de yok olacak. Dil ve fikirlerin ifade edilmesi son 50 bin yıl içinde olagelmiş ve birbirini anlayan insanlar bu şekilde büyük medeniyetler kurabilmişler. Dil organı da evrimleşiyor, hersey gibi. Bu gittiği yolu ben hiç beğenmiyorum, ancak akıntıya karşı da kürek çekilemeyeceğini biliyorum.

İleride size ne olacağını söyleyebilirim. Veri dizileri tekrarlanma olasılığı yıksek kurallarla hayatlarımızı yönetecek. Mesela bir kart sizi ve yaptıklarınızı tanıtmaya yetecek; kahve aldıktan sonra ne yapacağınızı bilen algoritmalar size indirim kuponu yollayıp bir sonraki durakta sizi başka bir vendora yönlendirecek, ki bunlar bugün dahi oluyor.

Ben şahsen nesli tıkenmiş bir fil olarak kalmayı bu züppeliğe tercih ediyorum, en azından gittiği yere kadar direneceğim.