Wednesday, October 31, 2018

Iki ara bir dere


Olmaz olmaz bu iş olamaz. Hem müteşebbis olunacak hem devletçi, hem sosyal, ismi de serbest ekonomi. İki farklı yol var dünya yönetimlerinde, karma veya salt. Yönetim şekli izlenilen ekonomik tarzla da şekilleniyor, bir elmanın iki yarısı gibi; bir yarısı demokrasi mavraları diğer yarı serbest ekonomi, veya bir yarı komünist rejim diğer yarı merkezci devletçi ekonomi. Yani ekonomik anlayış serbest piyasa olsun, sıcak para aksın, betonlar yükselsin, demirler uzasın, ferrariler, bemeveler yolları kaplasın, sonra demokratik çoğunluk geregini yapsin. Sonuc bugunku Turkiye.



Atatürk zamanında komünizme karşı sert davranıldı, çünkü çıkar yolun burada olmayacağı cumhuriyetin güme gideceği çıkarımı yapılmıştı.  Çıkar yol dünyanın gittiği serbest piyasa ekonomisi miydi yoksa tanımı kaygan devletçilik mi ? Nereye kadar devletçi nereye kadar müteşebbis ve belli zümrelerin tetiklediği ekonomi. Müthiş bir taktisyen ve araştırmacı olan Ata'nın projesi iyiye gidiyordu ilk başlarda, üretim önemliydi; şeker fabrikaları, dokuma, çelik, cam fabrikaları, çiftçilik, hayvancılık bunlar devletçe tetiklendi zaten kimde ne vardı ki ? Sonra ileri atılabilecek müteşebbislerin de onu tıkanmamalıydı. Tabiri caizse düstur şuydu: ferdiyetçilik umumi çıkarların üzerine çıkmadan iki arada bir derede yolumuzu yuvarlana yuvarlana bulacak, kendi yağımızla  kavrulacağız.



Bu arada komünist manifestoyu destekleyen belki de gördükleri Avrupa memleketlerinde duruma kanı olan kitle ise, ferdiyetçiliğin berbat neticeler doğuracağını belki 1900'lerde çok göremese de nelerin olabileceğini iliklerinde hissediyordu. Aslında Atatürk ekonomisi sosyalist bir devlet yönetimine çok uysa da yumuşak arzedilen ve zamanla serbest piyasa ekonomisine donusebilecek bir kalkınma planıydı, ve ilerledikçe modifiye edilmesi zorunluydu. Peki bu zeki insan göçüp gittiğinde ne oldu ?  O gerekli düzeltmeler, rötuşlar hiç yapılmadı,  pek  daha neler oldu ?



Türküm doğruyum çalışkanım, oldu mu sana benim kıçıma giyecek bezim yok ama kimin umurunda benim atalarım dünyayı fethetti borbürlenmesiyle faşist ve şovenist politika egemen oldu. Amerikan goygoyuyla Komünizmi öcü ilan eden anlayış cadı avları yapmaya başladı. Aynı Abdülhamit'in jurnalci devrini aratmayacak derecede ve aynı bugün olduğu gibi eleştiren ve konuşan aydınların üzerine gidildi. Belki de memleketini herkesten çok sevenler vatan haini yaftasıyla tevkif edildiler, zindanlarda çürüdüler. Memleket her geçen on yılda daha çok borçlandı daha çok "serbestleştti", milletin orasına burasına koyan mütessebbisler daha çok arttı. Yetmedi, Atatürk'ün partisi ki, sözde devrimci ama Komünizme düşman  olan portpori partisi yalan bir sol kılıf altında sağcı ve şovenist yönetimlere ödünler vererek idolojik anlamda sıfırı tüketti ve seksen senedir sadece bir yillik bir seçim dönemi hariç devamlı nal topladı.



Önceleri toplumda kafası çalışan insan sayısı çok yoktu, peki ya bugün ? Bugün kafası çalışanlar var, ama yine o aynı kifayetsizler, akılsızlar suyun başında.



İlk cumhuriyet yıllarında ve sonrasında tukaka edilen komünist gençlik zaten heba oldu gitti, dünya da aynı şekilde o kitleyi ezdi geçti. Belki de insan cinsi için onun bitmek bilmeyen açlığını doyuramayacak kadar güzel bir imece aklı, komünist ekonomi, uygulanabilirliğini yitirdi. Bu arada  Komünist yönetimler de dünyadaki örneklerinden görüldüğü üzre,  kendi içinde dikta ve tek adamcılığa ister istemez yenildi. Çöken Sovyet Rusya, yıkılan duvarlar, vesaire durumun öte cenahda da iyi gitmediğinin göstergesiydi. Peki biz kendi yolumuzu nasıl bulacaktık ? Millet Mersin'e nasıl gidiyorsa biz de iki arada bir derede yarı sosyal yarı devletçi yarı müteşebbis devam mı edecektik, bu iki arada bir derede stratejilerinin güçlü bir plan ve idare olmadan fosladığı aşikar iken, konulacak bir yeri kalmamış, kevgire dönmüş milleti nasıl kalkındırabilirdik ?



Bir kere nüfus patlaması öncelik iken tam tersi dörder beşer tavşanlar gibi çoğaldık. Habire fırtlattıran ve üretmeyen bir millette her doğan yeni bebek ekstra külfet oldu. Üstüne üstlük sınırlardan akan milyonlar. Sihirli bir değnek yok, inanılmaz çok hata var; yabancı sermayeye peşkeş çekilen üretim alanlarının artık umumiye hizmet vermek gibi bir derdi de yok, kullanılmayan yolları yapan parasını şıkır şıkır herkesin cebinden alıyorsa, bu memlekette tarımcılık, hayvancılık ve nice üretim sektörleri öldürülmüşse düzeltilecek çokça şey var aslında, tek tek başlanabilinirse belki iki arada bir derede düzlüğe çıkılabilir.



Ama nerde ? Kim yapacak ? Bunu yapacaklar şeriatın sancağı altında cihat yemini eden kitle, bunları seçen de aynı yobaz halk. Yani hadi diyelim yüzde ellisi memleketin kurtarılabilir, peki gerisini ne yapacağız ? Son onaltı yıldır devamlı yenilen bir parti ve lideri onaltı yıldır değişmeden gelebiliyorsa, biz neyi değiştirmekten bahsediyoruz ? Komik oluyor tabii. En önce yeni bir parti kurulacak ve entellektüel birikimi olanlar mücadele edecek, lider olacaklar ve onu çekecekler, milleti organize ederek örgütleyerek mitingler yaparak. Olmuyorsa ki görünen o, iki arada bir derede düşe kalka acı sona doğru yürümeye devam edilecek.

Saturday, October 6, 2018

Kavanaugh confirmed


Animals are salvaged and axed down for their meat, and so are humans but for their opinions.  No difference. Giovanni is burnt at the stake for his opinion arguing earth not being in the center of the universe. He died for holding an opinion that was in direct contrast with the status-quo. Giovanni died, but earth kept on revolving around sun.
God did not bother; God's supposed creations did not mind, and neither the Sun.

The powerful and rich shamelessly  bulldozes over  masses and cause misery by manipulating the democratic institutions. Democracy is a synonym of capitalism in today's world. Marx's communist manifesto could be considered as a great academic paper, but it is proved to be non-practical over imperfect species such as ours. If the manifesto is perfect and morally supreme,  we humans are simply not apt to it. The simple truth is that we are imperfect by design - Not supreme, not on earth not on anywhere-else in the universe - The simple truth is that there is no such nonsense as being perfect. 

Even though we are better off as a clan to be more successful, we can not create socialistic frameworks. Our demise is our unsatisfying personal hunger. A lion would only kill for his survival, but us, we will never stop being more rich, and along the way if it means to be more ruthless so be it.

Today a beer loving, sexual predator in his teens is appointed to the highest court in the country with only two more Republican votes over Democrats. He was accused of being a reckless young man towards women and a heavy drinker back in his college years. Nothing wrong with just drinking, but if it makes him assault  on defenseless girls, that is a huge problem. A huge character flaw. Though it did not matter for GOP, after all he was appointed by another big mouth, pussy grabber. What a bunch of divinely created perfect creatures and system! 

It sucks even in the supposedly best law abiding country. It was actually too naive to think of America to be the champion of democracy. The system is built over the social contract of capitalist process of survival for the most vicious to succeed and the poor is ensured to stay poor. Poor and colored die for unnecessary wars, poor pays taxes, poor gets thrown out of their houses. JPM gets rescued, CEOs get record high bonuses.

The root cause is self-love and manufactured fake Gods. Culture-less societies may seem to be getting ahead but do they really ? 

Wednesday, July 25, 2018

KIFAYETSIZ MUHTERISLER


Bu makaleyi Ingilizce yazacaktim, sonra dedim andavallilar anlamaz, ingilizce fukarasi bir yigin aydin gecinenlere bir kac firin ekmek fazla gelir. Soner Yalcin mesela, hani en son Cumhur secimlerinde Perincek veya Karamollaoglu'na oyunu verecegini ilan eden zat-i muhterem.

Hemen atlamis Mesutcuguma. Kazaninca Alman yenilince god-damn multeci oluyorum deyince bizim mumla aydinlanmislarin da eziklik ve muslumanlik duygulari kubarmis hemen. Megerse Alimanya'nin Maymun kafesi dedikleri varoslarin stadyumunda yetismis, Shalke'ye transfer olurken Turk veya Musluman diye hor gorulerek zar zor siyrilmis Mesutcugumun hikayesini yazmis, bir de acindira acindira yazmis ki degme gitsin, zannedersin acilarin cocugu; haftada ucyuzbin sterlinge top oynuyor tatulu frikik oncesi duasini eksik etmeyen dini butun(!) kucucuk zavallicik Mesutcuk.

Ana tema hep ayni; hor gorulen asagilanan musluman yavrusu, hakketse de cefa cektirilen ezilen halklarin cocugu. Vay babo,  bu ne guzel bir ufurukten teyyare bir kiliftir ki, ne yaparsan yap magdur oldugun dusunuldugunden sittin sene herseyden siyirmaya imtiyazin var. Sen mecbur olmadigin halde sirf ayni kumastan hissetigin icin ve sonuna kadar destekledigin icin fasizmin ve seriatin agababasiyla yana yana durmak firsatina ayaklarin popona vurarak gitmeni aksi halde nasil izah edersin ?  Milletin mina koyana devletin bankasini, parasini, kredisini imkanlarini peskes ceken, kendini tenkit edenleri polis ve savci zoruyla inim inim inleten, hapislere atan, orada olmelerine seyirci kalan bir tiranla, bir megolamanla ayni karede siritarak poz vermek hangi medeniyet, hangi kultur, hangi  millete mensup olma anlayisiyla izah edilir ?

Ben soyleyim hayvanlar alemi haricinde birak Almanya'yi hic bir ulke bu kadar rezil bir gosteriye susmak zorunda degildir. Turkiye'de solcular on yillardir fasist ve sovenist iktidarlarin kurbani olurken, benim tesetturlu bacima haksizlik yapiliyor nidalariyla magduriyet oynama devirleri gecti, hem bu duzeni yereceksin hem de  bu duzenin mimarina biat etmeye gidene magdurluk edebiyati uzerinden hak iktisab ettireceksin. Yok oyle yagma, ya kafan calismiyor ya da Kilicdaroglu gibi neredeyse Fransa bu kupanin kaybedenidir diyecek kadar olan bitenden bi-haber kifayetsiz muhteris gibi yenilmeye doymuyorsun. Ama bu da izah edilebilir(!); neticede Temel Karamollagoglu'na oyumu verebilirim diyebilecek kadar zihni muhtesem(!) birisin dostum.

Alman, Turk veya Amerika'li olmanin benim gozumde muthis bir degeri yok, saygim var o baska ancak, insanin once insanlik degerlerine saygili olmasini beklerim. Insanin once insan olmasidir onemli olan. Bir milletin mensubu olmanin en gurur verici yani hasbelkader orada dogmuslugun mudur ? yoksa o milletin ortak insanlik degerlerine verdigi saygi ve cogunlukcu katilim, dini yonetime sokmayan idare tarzi midir ?  Once insan olunacak. Once kafan basacak, hic bir kitabin gokten inemeyecegini bilecek kadar kafan basacak. Herkesin herkesi kiritik edebilme, ozgurce fikrini soyleyebilme yetisine hosgorulu olacaksin. Sorgulayabileceksin. Biat etmeyecek, dogrulari maskelemek icin mazeretler uydurmayacaksin, vesaire vesaire. Ama bilirim bunlar bir kulaktan girer otekinden ziit eren koy cikar gider.

23 Temmuz Erzurum kongresi, Lozan'in yildonumu, Ataturk ve silah arkadaslari ozgurluk icin iste efendim soyle yaptilar, emperyalistleri masada da yendiler, dun bakiyorum bunlari ballandira ballandira  anlatiyor kifayetsiz muhterisler. Basta Kilicdaroglu. A benim civanim aglanacak haline bir bakiver. Kimin umurunda, Millet Meclisin'de bir bir maddeler o kadar rahat geciyor ki, zaten de ehemmiyeti yok. Sen bu duruma bir gun bile tahammul etmeden savasmak  zorundayken nasil Ataturk'u konusabilirsin ? Hic mi utanma duygun yok. Nasil sokakta yuruken, seriatcilarin yesil sancagindan medet umar bir duruma gelmissin. Yazik sana. Hala plan program yapacagiz derken hic mi utanmiyorsun ? 16 yildir ne bok yedin ? 50 yildir ne bok yedin  ? Ben soyleyim, Ekmeleddin diyen birinin birak hala orada oturmasi, Ataturk'u agzina dahi almasi kabul edilemez. Buna musaade edilemez. Gucsuz ve afaki konumlardan mucadele yurutulemez, mucadele ugrasa girmeden asla kazanilamaz.

Bu milletin kronik bir sorunu var, ki bu hastaliga baska milletlerde cok ender rastlanir. Midesizlik. Kim ehil, kim bilgili, donanimli o kisi itibar gormez, kim laf ebesi, kim yere bakan yurek yakan, kim ufurukten teyyare, kim sifirin adami o bas taci edilir. Bu en kucugunden  en buyugune, spor klubunden, sivil toplum orgutune, politik partilere kadar giden acaip bir midesizlik durumudur. Kamyoncu kendini sollayan arabalara gicik olur. Iki seridi de kaplar, gecirmez. Kifayetsiz muhteris politikaci da becekrikli, entellektuel, donanimlilari parti disina iter. Bu kronik tavir degismedigi surece, tek adam biatcilarina yenilmeye mahkumuz.