Tuesday, October 31, 2017

Çözüm en basit şekliyle kendine inanmaktan geçer

Benim kafada olanlar için yazıyorum. Yani benim gibi Allahsız ama çok kitap okumuş, barışçıl ve ırkıyla börbürlenmeyi zayıflık gören insanlar için yazıyorum. Atatürk'ün İslam'a karşı yaptıklarını doğru değerlendirebilen, gerçekleri görebilen ve beyinleri mühürsüz ateist veya doğacı dostlar için yazıyorum. Gerisi fazla vakit kaybetmeden burada okumayi bitirebilir.

Bu dostlar, kimileriniz STK'larla mücadele ediyorsunuz, kimilerinizin dernekleri var, kimileriniz kişisel olarak birşeyler yapmaya çalışıyorsunuz.

Ben dinsiz, şovenist olmayan ve sosyalist bir politik partiyle mücadele edilmesi taraftarıyım deyince bana deli misin öyle olmaz diye itiraz ediyorsunuz. Size şimdi bu itirazınızın rasyonel bir manası olmadığını anlatmaya çalışacağım.

Size soruyorum: Bir misyonunuz ve planınız var mı ?

Kiminiz diyor ki Atatürk’ün ideasını yaymak. Yani... Türkiye’de rejim ve hükümet değişikliğine yönelik bir yayma olacak bu değil mi ? Eğer değilse hiç Türkiye’yi düşünmeden Atatürk deyin. Bu da pratikte olamıyor değil mi ? Öyleyse hiç kendimizi kandırmayalım.

Görüşünüzden feragat etmek istiyor musunuz ? Zannedersem Hayır! Bu birinci Hayırınız.

Erdoğan'ı %50 üzerinde seçen müslüman toplumun vazcayması için dine karşı cepheden gelinmez diyorsunuz ya, peki o zaman dini ve ırkı öne çıkaran şovenist İYİ amaçlı partileri mi destekleyeceksiniz ? Zannedersem buna da Hayır diyorsunuz. Bu da ikinci Hayırınız.

O halde hem laik hem İslamcı hem Türkçü hem Kürtçü hem herşey olabilen ama işte sözde adaletli, kıytırık laik, 15 yıldır yenilmekten bıkmamış, pısırık lideriyle çakılıp kalmış CHP'yle mi birşeyler yapmayı umuyorsunuz ? Buna cevabınız zannedersem benim gibi düşündüğünüzü varsayarak yine Hayır. Bu da sizin üçüncü Hayırınız. Değilse, CHP’ye yönelik bir çalışma yürütmeniz lazım. Bu da olamıyor. Hem tıpış tıpış gittiniz hem de Yenikapı’da şakşakladınız. Yanı CHP’yi değiştiremediniz. Öyleyse kendimizi ikici defa yine kandırmayalım.

E Allah'ın hakkı üçtür :) Hatırlayalım üç defa hayır dediniz. Öyleyse lütfen beni biraz dinleyin: bakın ben size daha rasyonel bir seçenekte bulunuyorum. Eğer idelojinizden ödün vermeyecekseniz onu sonuna kadar savunun hem doğru bildiğiniz yolda mücadele etmiş olursunuz hem de amacınıza varmak için bir misyonunuz olur.

Biraz oturun düşünün.

Bir örnek daha veriyim. O mavi gözlü deha; planını yaptı, kafasındakinden feragat etmedi. Gerektiği yerde bastırdı, gerektiği yerde kurnazlık yaptı. O günden bugüne İmam sınıfı akıllandı artık takiyyeyle bunları kandırmanız imkansız. Öyleyse önce kendinize inanacaksınız, inancınız duruşunuzdan ve gözünüzden okunmalı.  İradeniz güçlü olursa, iman gücüne karşı akıl gücünüzle amacınızdan ödün vermeden savaşabilirsiniz.

İşte aha tepe orada, patika da önünüzde, yalpalamadan yürüyün, ama n’olur önce kendinize inanın.

Çözüm en basit şekliyle kendine inanmaktan geçer.

Sunday, October 22, 2017

Are you Turkish ? Türk müsünüz :

Ha Türk müsünüz ?

Bön bön surata bakılır, kallavi fitne fücurlükler beyinde uçuşur: “Rabiacı mı ? badem mi ? beleşçi mi  ? mafya mı ? palalı mı ? psişik mi ? ver mehteri mi ? perçinci mi ? fetö mu ? kro mu ? kurdo mu ? bylockçü mü ? kezban mı ? varoş mu ? evetçi Şeytan Rıdvan mı ? herman her devrin adamı Fatih Altaylı mı ?

Yahu kardeşim neyse ne değil mi ? Selam ver bir iki yalandan gülümse, he he diye kafa salla geç git, sonuçta Türk değil mi ? Götüne kaçacağına sen İki adım öte kaç.

Bunlar gurbete gelen bir Türk’e bir başka Türk tarafından verilen nasihatlerin en önde gelenleri;  özetle söylemek istenen ise: Türklerden uzak dur kardeşim.

Ama aynı nasihatı verenlerin hemen hemen tamamı da Türklük konusunda mangalda kül bırakmazlar; bi yanlışlık olmasın yanı abi, bıçkınız ezelden biliyon mu.


Mesela...

Bir FB postu:
- Taş kırılır, tunç erir ama Türklük ebedidir.
Doğru, zaten Türklükten bi siyirsak bayağı rahat edicez de yakaya yapışmış bir kere. Nerelisin ? Türk abi, ama iyisinden, beyaz yani, aanadin mi ?

Bir başkası:
Bir Türk Dünyaya bedeldir.
Bu da doğru, maşallah bir şahıs var ki bayağı bedel, tanımayan yok Kualalumpur’a bile gitsen herkes barnakla gösterir, dünyanın en mal ve öküzü kategorisinde bir numara. Müslüman kardeşlere sorsan onlar için de yegane parıl parıl zümrüt mübarek. Özellikle Avrupa’da, dünyayı geç bi kalem, kainata bedel halis cinsleri de bulunur.

Damarlarındaki asil kan, ... hoop dur dur hele, ay beg yor pardon, asil mi dediniz bir yanlışlık olmasın. Yanan yandığıyla kalıyor. Merdan Yanardağ’a sorun o iyi bilir. Hatta üstüne vay salak, bok yere gitti Niyazi diye bir de tükürmezlerse Türk değilim. Kucağa oturtma yapan, milletin mina koyan mı ararsın, gırla, asil kan o kadar çok ki sallasan değiyor o denli yani.



Bunlara rağmen, napcan, napcez, Türk muyuz  ? Türküz; Ukraynalı değelik herhalde. Ah keşke olabilsek de boydan kaybediyoruz be abim, güdüğüz biliyon mu ? Götten bacak da derler, öyle olmuş genler işte. Orta Asya göçebelik falan derken, göt büyümüş beyin küçük kalmış. Nesiller böyle geçince de genlere sirayet etmiş. Yani geçmişimiz boklu, eskilerin deyimiyle tersimiz bok.

N’apalım, bu deveyi güdeceğiz, uğraştan dönenin kaşığı kırılsın, dönmek yok, durmak yok, icraate devaam. Türk, ye, iç, siç.

Vay Türk düşmanı, kansız, vay. Türklüğü aşağılamak, Türk büyüklerine saygısızlık, isimsiz terörist örgüt üyesi, Fetöcü, Gomonist, gel hele gel, seni de atarlar içeri, anlayamadıysan orada sana bir güzel anlatırlar Türk kimmiş, gösterirler ebeninkini.

Velhasıl kelam, kendi yağınızla kavrulun kardeşim, Türklüğünüz de mehteriniz de, Fatih Sultan Mehmed’iniz de size on numara büyük gelen hiç anlayamadığınız ve bu gidişle de hiç anlayamayacağınız Atatürk’ünüz de sizin olsun, baştacı ettiğiniz Asrın Lideri Uzun adamınız da, bir boka yaramamış ve kırk yıl geçse yaramayacak en kahraman Rıdvan adalet timsali Gandi'niz de sizin olsun, ben ne idüğü belirsiz, allahsız, kitapsız, kansız kalmaya razıyım ve böyle çok da rahatım, ilişmeyin, bulaşmayın  yeter.

Hadi bana müsaade.