Saturday, July 9, 2011

AKP-ABD-ISLAM uclemeMEsi


Bakin Osmanli devrinde Turk emperyalizmi, Nazi doneminde Alman emparyalizmi, Kankuesta doneminde Ispanyol ve Portekiz emperyalizmi, asirlardir suregelen somurgeci Ingiliz emperyalizmi, vesaire vesaire tarihin her doneminde guclu devletler zayif ve manipule edilebilenleri ezmis ve cikarlari dogrultusunda icislerine karismistir. Bunu kimse yadsiyamaz.

Ne yazik ki dinler yokolmadan dunya barisinin olamayacagi, en buyuk insan katliamlarinin dinler yuzunden yapildigi bir gercektir ve tarih bunu kanitlar. Aflarina siginarak soyluyorum, garip bir sekilde, bir cok laik, Kemalist aydin arkadaslar da bu konuda tikanip, hep ayni lakirtiyi soyleyip duruyorlar: basimiza her gelenin musebbibi Amerika ve haclilar. Bence degil, kuskusuz onlar ellerinden geleni yapacaktir, tarihteki diger emparyalist gucler gibi ama gercek suclu ve sorumlu, Kemalist devrimleri Anadoluya tasiyamamis biz ve bizden onceki aydin nesillerimiz, isin dogrusu bu. Yoksa, birdenbire iki kisiden biri AKP'ye oy verir duruma gelmedi. Elbette ki, Ataturk'un misyonu, zorlama bir deneydi, yani 600 yillik gerici, yobaz halki bir anda moderniteye donusturmek, bu ancak zamanla ve tam bilincli politikalarla olabilecek bir olay. Ne yazik ki yetismis, okumus insan gucumuzun azligi bizi bu gunlere getirdi. Ataturk sagina bakiyor, soluna bakiyor, adam yok, her bakanligi kendi mi idare etsin, ki bunu da yapmistir, frenk tabiriyle "mikro-manage" etmis, insanustu calismistir. Bakmis, biraz biseylerden anlayan, okumus, Menderes, Bayar gibileri var. Bunlarin da ne melem kisiler olduklarini, yiyici ve cikar cevrelerine memleketi peskes cektiklerini tarih yazdi. Iste  degisimini tamamlamak bir kenera dursun, transformasyonu gelistirememis, oteleyememis bir deneydir Turk toplumunun bugunku durumu.

Bu toplumun zayif noktalari tuketimi cok sevmesi, lagarligi bir siar olarak gormesi ve dinsel soylemlerle manipule edilebilmesi. Obur tarafta, bunlari nasil degistirebilirizi tartisan bizlerin ayni turden hataya dusup, dinsel soylemlerle kendinizi kandirmamamiz lazim.  Ata'miz ne guzel soylemis, buyrun bir daha tane tane okuyup, ozumseyelim:

We do not consider our principles as dogmas contained in books that are said to come from heaven. We derive our inspiration, not from heaven, or from an unseen world, but directly from life.

In human life, you will find players of religion until the knowledge and proficiency in religion will be cleansed from all superstitions, and will be purified and perfected by the enlightenment of real science.

I have no religion, and at times I wish all religions at the bottom of the sea. He is a weak ruler who needs religion to uphold his government; it is as if he would catch his people in a trap. My people are going to learn the principles of democracy, the dictates of truth and the teachings of science. Superstition must go. Let them worship as they will; every man can follow his own conscience, provided it does not interfere with sane reason or bid him against the liberty of his fellow-men.
-- Kemal Ataturk

Not: Ataturk tam bir realistti, ateist olarak tanimlamaktan da ben cekinmiyorum, bizim halka bu soylenmez tabii ama  yukaridaki soylemi dil surtchmesi degildi herhalde: I have no religion, and at times I wish all religions at the bottom of the sea...

2 comments:

  1. ''Kemalist devrimleri Anadoluya tasiyamamis biz ve bizden onceki aydin nesillerimiz, isin dogrusu bu. Yoksa, birdenbire iki kisiden biri AKP'ye oy verir duruma gelmedi.''

    Bu duruma 70-80 sene sonra gelinmiş olması,
    halkın pek de aydınlara ihtiyaç duymadan durumu kavraması olarak yorumlanamazmı?

    ReplyDelete
  2. Eger durumu kavramak, Kemalist rejimin dikey bir ideoloji olup, kendilerine uygun gelmedigini anlamak ise, bunu kavradiklarini veya neden/nicin sorusunu fazlasiyla sorguladiklarini sanmiyorum.

    Ataturk'un isik hiziyla gerceklestirdigi devrimlerin ana ekseni dil devrimiydi. Bu halk tarafindan ayni suratle benimsendi. Ataturk'un bunu yapmaktaki kasdi, Turk halkini din bazli ust kimlikten kurtarabilmek ve onlara ortak kultur ve millet olma bilinci kazandirabilmekti. Bu da en iyi ayni dili yazip konusarak yapilabilirdi. Bu oyle bir on, yirmi yil icinde olabilecek bir sey degildi, cunku din olgusu yuzyillardir somurulmus ve Anadolu halkinin tutkali olmustu.

    Dikkat ederseniz, ne zaman Turkiye'de ekonomik zorluklar olsa, irticai gucler hemen halkin bu zayif noktasindan girizgah eylerler. 1950'de de boyle olmustu. Meseleyi, tabanda cozmek yerine, kestirip atmalik cozumlerle, yani ordunun mudahaleleriyle, bir 20-30 yil daha gecti. 1980'ler Turkiye'sinde ise tam tersi inanilmaz bir aptallikla ordu eliyle yesil islam tesvik edildi, yanlis ata oynandi, aslinda sag ve sol kavgasi toplumlarin sosyolojik devrimlerinde gecmeleri gereken bir surectir.

    Bizim generaller, o surecte bunun da kolay yolunu buldular, ve kendi elleriyle Kemalizmin en buyuk dusmaninin olgunlasip, organize olmasina olanak tanidilar, zaten uygun olan tabandaki halk ekonomik goz boyamalarla, uluslarararsi platformlarda, afaki, curmu kadar yer yakan, kabadayi cikislara prim verdi, zaten de baskasi beklenmezdi. Ezilmisligi somurdu AKP. Halen de somuruyor. Halkin bunu kavramasi daha da ezildiginde mumkun ki istemesem de AKP'nin sonu olmasi bakimindan baska bir senaryo dusunemiyorum, cunku su an CHP'nin "game changer" olabilecegine inanmiyorum.

    Yorumunuz icin tesekkurler.

    ReplyDelete