Friday, September 16, 2011

Erdogan ve avanesi neden var, nasil olustu?

70'lerin yollari camurlu gecekondu mahallesinde yetismek herkesin hayal ettigi bir genclik olmasa gerek.  O yillarda tuketim toplumuna henuz donusmemis bir Turkiye'de insanlari mutlu edecek, bu melankolik ortamdan uzaklastiracak yegane uyusturucu, futboldu.  Dun gibi hatirlarim, o yillarin rengi bana sanki hep gri gibi gelir, dumandan, araba egzozundan, kalabalik otobuslerin nefes ve ter kokan rutubetli havasindan olsa gerek, hep boyle hatirlarim 70'leri.  Annem ve babam, ikisi de calisir ben ve kardesim evde komsularimizin basinda boza pisirirdik. Ben simdiki Yuksel Caddesi'nin onundeki duvarda oldukca zengin teksas tommiks kolleksiyonumu satisa cikarir, mahallenin cocuklariyla hem bunlari okur, hem de oyun oynardik. Aksama bir tanesini bile satamadigim bu kitaplari, o zamanlar benim icin cok genis gibi gorunen Bulvar caddesini gecerek Sakarya'daki Gorali pasajinda, eski kitap alip satan kir sacli amcaya goturur 3 verir 1 yeni kitapla becaish ederdim.  Mutlu bir bicimde eve donerken, her zaman olmasa da, topu 25 kurusa Hudaverdi Pastanesi'nden kaymakli dondurma almayi da ihmal etmezdim. Yani benim grimin icinde gokkusaginin da renkleri vardi. Ama bunun asil nedeni, annemin ve babamin bize olanakladigi, zengin degil ama okumus orta sinif ailesinde yetisme luksune sahip olmamdi. Buna eminim. Bizim evimizde kitap okunur, herkesin dusuncesine saygi duyulurdu, ozgur dusunce ve inandigini korkmadan soyleyebilme kendiliginden olagelmisti bizim ailemizde. Kadin ve erkek esitligi, bizim icin farklilik degil hic farketmedigimiz normal bir durumdu. Oyle fazla kapali insan da gormezdik sokaklarda. Blakis, kisa etek modasi hala devam ediyordu ve insanlar uzun saclariyla, hava alani buyuklugundeki gomlek yakalariyla, ayak bileklerine inerken bollasan ispanyol paca pantolonlariyla hayattan zevk aliyor gibiydiler. Konvers ayakkabi yerine Raf giyiyorduk, Wrangler kot herkese nasip olmazdi. Yine de benim cocuklugum, gecekondu mahallesinde yasayan Erdogan'la kiyaslaninca oldukca renkliydi...



Bugunlerde dusunuyorum da,  Turkiye'de %50 gibi oylar alabilen AKP'nin onunu ceken lider kadrosu, neden laiklikten, kadin erkek esitliginden, Ataturk'ten, onun modern devrimlerinden, onun subaylarindan  bu kadar oc alir duruma geldi. Muazzam bir planla Turkiye'yi yonetir duruma gelmelerinin asil nedeni, bizden almak istedikleri hinc ve tiksintiymis meger. Bunu dusunuyordum, nasil oldu da boyle oldu diye.  Lider kadrosunun bu denli kinle bize saldirmasinin cevabi bu insanlarin nasil yetistigiyle aciklanabilir diye cikarimsadim. Gerilere gibip sorumun cevabini  cocuklugumun gri ve gokkusagi karisik yillarinda aramamin nedeni bundandir.



Onlarin dunyasi, eminim farkliydi, gri degil siyahdi. Varos kulturunde, ozgur dusunce yok, bagnazlik vardi, daha mutlu yasar gibi gozuken sehirli halka duyulan ozlem, onlara ulasamamaktan oturu kine donusuyor ve kendi darliklarini kullanarak gucu elde etmeye yemin etmis beyinler bu melankoliyle yogruluyorlardi.  Ayni o gunlerde ilk 10 yillarini yeni bitirmis Almanya'daki Turklerin durumu da oldukca ilgi cekiciydi, simdi bunu gorebiliyorum.  Dusunun bir kere;  orta cagdan yeni caga gecerken padisah topundan baska aydinlatma gormemis Anadolu'nun koylusu bir anda, Avrupa'nin ortasina Sarlken medeniyetinin tam ortasina koyden indim sehre misali goc ediyor. Ne buyuk bir kultur sokudur bu; dil bilmez, yol bilmez, yordam bilmez, benim saf koylum, Herr Schumaher'in yaninda, vizir vizir gecen otobanlarin arasinda apisip kalmistir zahir. Bu durumdaki her zavalli, kendi gibilerini bulmak, vahim durumlarini paylasmak, bir klube uye olarak guc bulmak ister, bunu bir kurtulus olarak gorur. Bu durum kara amacli cikar cevreleri icin mukemmeldi elbet. Onlar dini, Islami kullanarak bu insanlari tutkalladilar, Turkluk degil klube uyelik onemliydi ve Islam da bunun gostermelik amalgamiydi. Bu guc buyudukce, Almaya'daki zavallilarin uzerinden rant elde edip guclenmeye basladikca, uzantilari Turkiye'deki zavallilari da aglarina dusurmek icin kollari sivadilar. Zaten ezilmis olan varos insanini ayni Almanya'ya goc edenlerde oldugu gibi, onlarin bu durumunu kulllanip, sehirliye ozentiyi, kine cevirmeyi ve bunu yaparken de statukoyu, Cumhuriyeti, laikligi, onun bekcisi Turk ordusunu, kadin erken esitligini, Islam kilifiyla dusman ilan etmeyi gayet iyi becerdiler. Ne zamanki bu genclik bu kinle buyudu onlara gucten paye verdiler, Varoslara tapu verdiler. Bir gecekondusu olanin iki uc dairesi oldu. Artik sehirli gibi yasayabileceklerdi, zorlamaci dayatilmis ananeleriyle sehirliligi harclamalari gerekiyordu. Ortaya sikma bas cikti, melankolik Gencebay, macho Erdogani dogurdu. Bir garip toplum anlayisi dogdu. Bu arada bizler susturulduk, biz de yasama kaygisiyla, ay sonunda yapmamiz gereken 5 bin liranin ardina dusup onlarin bizden hinc almalarina seyirci kaldik. Turklugumuz, arabesklesti, acaip bir sey olduk.

Eger halen o griyle karisik gokkusagi gunlerini animsiyorsaniz, bu kadar yozlasmamis, temiz, laik, subaylarina gururla bakan o toplumu unutmadiysaniz, biraz olsun kizip kinlenebiliyorsaniz, belki bu iyidir. Bu ofke ayni onlarin baslangici gibi bizim icin de itici bir guc olabilir. Yeterki onlarin ekmegine yag surmeyi birakip, odunsuz savasmaya kararli olabilelim. Irticayla mucadeleyi zindanlayan bir zihniyete karsi baska cikar yolumuz yok, bunun ayirdina varmamiz sart; ya ozgur, laik Turkiye ya da yobaz, zavalli bir baska Orta Dogu ulkesi: secim sizin.

2 comments:

  1. Her şeyden evvel eğer bir mücadele verilecek ise verilecek mücadelenin adı ve nedenleri öncelikle ortak payda da çok net olarak konulmalıdır.Beklentiler belirlenmeli ulaşılmak istenen sonuç çok iyi tasarlanmalıdır.Bu uğurda mücadeleye katılacakların ve katılmayanların nelerden feragat edebileceği az çok tespit edilmeli ve bunun göze almaya değer bir durum olup olmadığı sorgulanmalıdır.Ben evimi arabamı ,işimi,paramı,hatta canımı kaybedecek olursam ne kazanacağım ve buna değer mi gibi. sonra bunları göze alabilecek bir avuç aklı başında kendine güvenen cesur girişimci bir harekat planı yapıp. bunu gerektiği gibi, gerekirse aşama aşama uygulamaya koymalı ve eyleme dönüştürmelidir. Soru şunlar, durum nedir( ortada), ne için neler yapılmalıdır, neler feda edilebilir, ve değer mi, son olarak operasyon planı ve planın işlerliği tartışılabilir.Sorun şu ki kapitalist sistemlerde bireyler yanlızlaştırılarak var olan gücü unutturularak zayıflatılırlar. Asıl insanların güçlerinin farkına varması, kendilerine ve aynı düşüncedeki diğer insanlara güveni artırılmalıdır.Son aşama organizasyon ve planlama.

    ReplyDelete
  2. Abla, mucadele toplumun, kaybetmeyi en cok goze alabilecek katmanlarindan baslar. Bunlar belirli bir sira gozetmeksizin, ogrenci gruplari, toplum dernekleri, esi, babasi, annesi kanitsiz, haksiz, anti-demokratik sekilde zindanda olanlar, cocugu sehid dusmus olanlar, KHK'lerle yapilan fazisanliklarla cani yananlar, Cumhuriyet bayraminin kutlanmamasina kizgin olanlar, AKP'nin irticai politikalarindan nasibini alanlar, CHP, TKP, MHP. Toplumun tepkisi var, ama galvanize edecek ust duzenleyici kurum yok, bu noktada size hak veriyorum. Bu ust duzenleyici kurum alttaki rahatsizliklarin itmesiyle harekete gecebilir, bu bir cok ulkede, ve tarihde boyle olmus. Cunku insanlar, toplu yapilan protestolardan guc alip, sizin yaptiginiz hesaplari dusunmeden hareket ederler, ancak boyle toplumun istedigi idarenin dikkatini ceker. Pratik anlamda, CHP icin boyle bir cok firsat gectigi halde, 100 bin kisilik bir govde gosterisi bile yapilamadi. Tuncay Ozkan bunu becerdi ama onu da hemen hapise attilar ki bir daha yapamasin diye. Ataturkcu Dusunce topluluklari, sivil toplum orgutleri, CHP, ve diger partileri bu konuda daha iyi orgutlenmeye tesvik etmelidir, bunu talep etmelidir. Bir kac kere yarim milyon insan toplansa, AKP bu kadar rahat edemez. Yorumunuz icin tesekkurler.

    ReplyDelete