Monday, February 14, 2011

Genel Kurmay Baskani'nin yapmasi gereken...

Ilk-Kursun internet gazetesi'nde yayinlanmis bu yazi duygularima tercuman oldu. Genel Kurmay Baskani'nin yapmasi gerekeni harika bir sekilde ifade ediyor. Nazim Guvenc imzasiyla yayinlanan makalenin son kismini buraya alinti yaptim, lutfen okuyun:

Ne yapacaksınız? Ne yapmalısınız? Sizin yerinizde Mustafa Kemal bulunsaydı ne yapardı?

Sayın Genelkurmay Başkanı,

Bu yanıtı en iyi verebilecek ve gereğini hayata geçirecek kişi sizsiniz. Size asla “akıl öğretmek” gibi bir niyet taşımadan, lakin sade “bir ferd-i millet”, bir “Cumhuriyet Türkü” olarak kendi önerimi de sizinle paylaşmamın öncelikle “Yaşasın Türkiye” diyen bir yurttaş olarak görevim olduğuna inanıyorum. Çünkü bugün yüz yüze olduğunuz sorun T.S.K.’nin “kurumsal” bir sorunu olmanın çok çok ötesindedir. Doğrudan doğruya Atatürkçü, laik Türkiye Cumhuriyeti’ni başkalaştırmanın, giderek ortadan kaldırmanın ve yerine “Büyük Orta Doğu Projesi”nin öngördüğü tarzda ılımlı dinci, ümmetçi bir “ucube” dikmeninin amaçlandığı hainane bir örtülü savaşta orduya yönelik yeni bir hücumdur. Elbetteki bu niteliğinden ötürü vatanını seven her Türk yurttaşını ilgilendirir.

Sayın Genelkurmay Başkanı,

Bu hücumu Başvekil’le konuşarak, Başvekil’le pazarlık ederek savuşturamazsınız. Bir iki üst rütbeli silah arkadaşınız için ayrıcalıklı davranış talebinde bulunarak ve hattâ belki de elde ederek durumu kurtarmış olamazsınız.

Başvekil’le başbaşa görüşerek ne olursa ne olur bir bir anlatmanın, Türkiye’nin başına örülmek istenen çorabın çok iyi bilincinde olduğunuzu muhatabınıza dört yaşında bir çocuğun bile anlayabileceği açıklıkla anlatmanın da günü geçti. Sizden önceki Genelkurmay Başkanı ne yazık ki bunu yapmayı beceremedi. Zaten biraz da onun için şimdi siz çok daha ağır hücumları göğüslemek durumundasınız. Mevzi kaybettikçe karşınızdakiler insafa gelmeyeceklerdir; tersine daha büyük bir hırs ve cüretle üstünüze yürümeye devam edeceklerdir – sizi yâni Türk silahlı Kuvvetleri’ni kendilerinin kurşun askeri haline dönüştürene, kurumsal ve moral genlerinizi bozana, kendilerine benzetene dek. Aslında yapacağınız, yapmanız gereken şey çok basittir:

Askerî darbeye; muhtıra yayınlamaya filan gerek yok. Çıkın, Genelkurmay’da iç ve dış tüm medyaya “hukuk” adına sergilenen tüm rezaleti olanca açıklığıyla anlatın. Sahtekârlığı her yanıyla sergileyin. Haklılığın, doğruluğun gücüyle konuşun. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şanlı ağırlığıyla konuşun. “Görülmekte olan davayı etkileme” palavrasına kanmadan konuşun. Ortada hukuk mu kaldı? Ortada adil bir yargılama mı var?

Bu hususları tek tek ve kanıtlarıyla anlatın yeter. BOP filan gibi siyasal konulara girmenize de gerek yok. O sivillerin işi. Siz sadece Türk silahlı Kuvvetleri’ni koruyun yeter. Hakemliği, yargıyı Türk Ulusuna bırakın.

Saygılarımla

NAZIM GÜVENÇ

13 Şubat 2011

İLK KURŞUN

Makalenin tumu icin link burada

No comments:

Post a Comment